Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
Cem Yılmaz’a bayılan ve filmlerinde kendini tutamayan biri
olarak bir “Fundamentals” yazısı yazmalıyım diye düşündüm. Öncelikle bu bir
film değil, Cem Yılmaz’ın son stand-up şovu olan CM101MMXI Fundamentals’ın DVD’den
önce sinemada yer almış versiyonu. Türkiye’de bir ilk gerçekleştirilmiş oluyor
böylece.
CM101MMXI-Fundamentals Afişi
Fragmanı gördüğümde bile bayağı gülmüştüm ve o zaman Cem Yılmaz’ın
korsan film konusuna değindiğini de fark ettim. Sinema sektörünün belki de en
büyük sorunlarından biri olan korsan filmcileri de “ti”ye almıştı.
Genelde komedyenlerin “stand-up”larının filmlerinden daha
komik olduğunu düşünüyorum. Ne var ki, format farklı olduğu için bu genellemeye
çok da gerek yok sanırım. Sonuçta stand-up’ın temel amacı seyirciyi her dakika
güldürmek olurken, sinemada bu istenilse de başarılamaz.
Neyse… İşte koltuğuma kurulduğum andan itibaren odaklandığım
tek şey Cem Yılmaz’ın esprileri oldu. Hem de 2,5 saat boyunca! Bu süreçte Cem
Yılmaz bir tek bana anlatıyor gibi hissettim doğrusu. Böyle kendimden geçmiş
bir şekilde gülerken etrafımda insanların olduğunu hatırlayarak bir doğruldum;
ama elimde olmadan gülmeye devam ettim.
Açılışı abisi Can Yılmaz'a göndermede bulunarak yapıyor. "Adam Çin malı Cem Yılmaz gibi. Google'a 'Can Yılmaz' yazınca 'Did you mean Cem Yılmaz?' çıkıyor." Ben de bu yeteneğin genetik olduğunu düşünmeye başladım artık. Kız kardeşi Özge Yılmaz Çevik'in de eğlenceli bir kişi olduğunu fark edince bu kanıya varmıştım.
Haftalarca güldürmeye devam etti Fundamentals ama sanırım bu
şovdan akıllarda en çok kalan espri “ortaya yapma” muhabbetiydi. “Abi, her
şeyden azar azar, ortaya yap”, “Everything, but little little, right into the
middle” gibi… İzleyenler sanırım şu an o sahneyi anımsayıp, istemeyerek de olsa
gülümsüyorlardır. J
Cem Yılmaz, güldürdüğü kadar düşündürüyor gibi bir klişeyi
söyleyemeyeceğim; çünkü gülmekten düşünmeye vakit kalmıyor ki! Güncel
konulardan bahsetmesi de şovu ayakta tutan etkenlerden biri olmuş. Örnek olarak
günümüzdeki teknoloji çılgınlığı. Tespitler gerçekten çok doğru –bir katalogu
elimde büyütmeye çalışmam aklıma geldi de…
Bu kadar yazıdan sonra diyeceksiniz “Amma da övdün, o kadar
mı iyi?” Size şöyle yanıt vermem gerekir: Sinematografik, sanatsal bir çalışma
beklemeyin, gülün, rahatlayın! Hayatın yorucu temposunda kısa bir süre olsa da
ciddi rahatlatıyor.
*Filmin “Korsandan önce sinemalarda”
mottosuyla hareket edip, sonrasında yine de korsanının çıkması da ayrı bir
ironi*
Yaklaşık iki aydır,
sinemaya her gidişimde Life of Pi’ın fragmanını görüyordum. Bir fırtına,
ardından geminin batışı, hayvanların kaçışı ve eşsiz görsellere eşlik eden
Coldplay’in etkileyici şarkısı “Paradise.” Haliyle, fragman ilgimi çekmeye
yetmişti. Bu yüzden öncelikle kitabını okumam gerektiğini düşündüm.
Pi'nin Yaşamı/Life of Pi
…vebir cuma günü de Ang Lee’nin son yapıtı
“Pi’nin Yaşamı” için koltuğuma oturdum.
Film, Piscine Molitor
Patel’in –ki bu isim de onun alay konusu olmasına neden olacaktır-
çocukluğundan gençliğine kadar olan süreci bize aktarıyor. Okul yaşantısı, din
ile ilgili görüşleri… vb. üç bölümden oluşan kitabın ve filmin ilk parçası
olarak sunuluyor. Kitapta bu ilk bölüm filmden daha detaylı anlatılıyor.
Pi!
Ardından, filme konu
olan o “gemi kazası” baş gösteriyor. Pi’ın yaşamının altüst olup, her şeyi
ardında bırakmasına sebep olan o gemi kazası… Bir Bengal kaplanı olan Richard
Parker ile okyanusları aşmasını sağlayan…
(Üçüncü bölümden ise
“spoiler” vermek istemediğimden dolayı bahsetmek istemiyorum, sürprizi
kaçmasın.)
“Korkacağımız tek şey,
korkunun kendisidir.”
-Goethe
Ang Lee’nin kurduğu
-Pi’ya ait olan- dünya sayesinde izleyici Pi’yın yolculuğuna daha çok
odaklanabilecek duruma geliyor. Kendi açımdan konuşursam, “Life of Pi” konusu
açısından benim için çok değerli. –Sakın yanlış anlaşılmasın, bu filme
ayrıcalık gösterdiğim anlamına gelmez- Bunun sebeplerinden biri de korkuların
yenilmesi ve olumsuz koşullar karşısında gösterilen mücadele gücü. Bu yüzden
konunun iyi anlaşılması açısından kitabın okunup, filmin izlenmesi ideal bir
seçim olur. Zira, Yann Martel’in güçlü kalemi, kendinizi bir anda Richard
Parker ile baş başa bulmanızı sağlarken, filmin görsel gücü, kalbinizin
derinden çarpmasına neden oluyor.
Aslında Life of Pi’ın
beni bu kadar etkileyeceği aklıma gelmezdi sanırım. Beklentim düşük gitmedim
gerçi… Bu yazıyı da objektif yazabilmek için filmi izlememin üzerinden biraz
sürenin geçmesini bekledim, belki de etkilendiğimi “sanıyorumdur”.
Pi, Richard Parker ile birlikte/Pi with Richard Parker
Yine de hala aynı
duygular içerisinde olduğumu söylemeliyim. Pi’ın ismi “pi sayısı” gibi sonsuz
genişlikteki, “büyülü” evrende yaşadığı yolculuk sırasındaki mücadelesi beni
filme bağladı. Pi rolünde Suraj Sharma da ilk projesine rağmen gayet iyiydi
bence. Richard Parker’ın da tamamen bilgisayar ürünü olması ayrı bir enteresan.
Film hakkında bu kadar
olumlu yorumun yanında, birkaç geliştirilebilir diyeceğim noktaları tespit
ettim. Örnek olarak, Irrfan Khan ile Rafe Spall’ın karşılıklı sahneleri,
bütünlüğüyle ön plana çıkması gereken filmi biraz zedelemiş açıkçası.
Yazarımız, Yann Martel olarak tahmin ettiğim, Rafe Spall’ın Pi’ya “Benim
tanrıya inanmamı sağlamalısın” demesi bile hikayenin nereye gideceğinin
belirleneceğini –tabir-i caizse- bağırıyor. Bu yüzden bence izleyiciye düşünme
payı bırakılmalı.
Pi'nin Yaşamı-Yazar Yann Martel'in bir eseri./Life of Pi-A novel written by Yann Martel
Görsel dünyadan daha
çok yararlanmak için filmi 3D izlemenizi öneririm. Müzikler de filmle
oluşturulan kompozisyonu zenginleştirmiş.
Oscar Akademi Ödülleri’nde En İyi Film ve En İyi Yönetmen
kategorileri dahil olmak üzere 11 dalda ödüle aday oldu.
LIFE OF PI
I had been seeing the
trailer of “Life of Pi” for about two months. A storm, then the sinking of a
ship, the escape of the animals and the splendid visuals with the song
“Paradise” by Coldplay. So naturally, I was attracted by it. But I thought I
had to read the book first.
Believe the unbelievable!/İnanılmaza inanın!
…and a Friday night, I
sat on my seat to see the latest film of Ang Lee, Life of Pi.
The movie focuses on the
life of Piscine Molitor Patel –a name which makes him get “humiliated” by other
kids at school- His school life, thoughts about religion… etc. are told in the
first section of both the book and film which have separated to three parts. In
the book, the first part is narrated more detailed.
After that, “the ship
accident” –which is the reason to the story to be told- occurs. A ship accident
that “screws” Pi’s life up and makes him to leave everything behind. Which
makes him go beyond the Pasific Ocean with a Bengal tiger called Richard
Parker.
How Pi spends his life at sea?
(I just don’t want to
give spoilers, so I’m just passing the third part. Don’t wanna be the ruiner)
“The only thing we have
to fear is fear itself.”
-Goethe
By the world that Ang
Lee creates –which Pi owns-, the audience can be able to concentrate on Pi’s
journey. For me, the plot is significant –but that doesn’t mean that the film
is “privileged” to me- Because it centers on defeating the fears and struggling
against the negative circumstances. So, as for understanding it perfectly, it’s
a good choice to to read the book, then watch it. Because, the style of Yann
Martel makes you feel closer to Richard Parker and the visual power of the film
causes your heart to beat hard.
Actually, I never
thought Life of Pi would impress me that much. –But my expectations wasn’t low
either- I’ve waited for a time to write this critic, who knows maybe I had been
thinking that I was impressed?
But I should admit that
I still feel the same. The thing which made me fall in love was that the Pi’s
struggle in the universe which is infinite as his name, “pi”. Suraj Sharma
acted splendid, he hadn’t even acted before though. I was terrified when I
heard that Richard Parker was a result of high-technology. What? He seemed so
real!
Besides these positive
comments, I found some facts out that could be “improved”. To give an example,
the scenes of Irrfan Khan and Rafe Spall prevents the film which should have
come forward with its completeness. Author, who I guess is Yann Martell, Rafe
Spall tells the adult-Pi “I’ve heard you have a story to make me believe in
God” and that shows how film goes. I mean, incidents shouldn’t have happen this
clearly, there must have been some pieces of puzzle left behind to the audience
–to combine the entire film.-
Plus, I suggest you to
watch it in 3D if it’s possible for you. Soundtrack by Mychael Danna is also
stunning, helps you to get into it.
Life of Pi has nominated to 11 Oscar Academy Awards, including Best
Motion Picture and Best Director –Ang Lee-.
Bir hafta öncesinden heyecana kapıldığım ve sayfalarca tahminlerini yaptığım Oscar Akademi Ödülleri’nin adayları sonunda açıklandı! Lincoln 12, Life of Pi 11 dalda aday olarak listenin başını aldılar. Silver Linings Playbook/Umut Işığım ise onları 8 dalla takip ediyor.
Elbette sürprizler de oldu. Kimileri sevindirdi, kimileri de şaşırttı… Amour’un 5 dalda adaylık alacağını çoğu kişi tahmin etmiyordu. Üstelik Kathyrn Bigelow (Zero Dark Thirty), Ben Affleck (Argo) ve Quentin Tarantino (Django Unchained/Zincirsiz) gibi isimlerin yerini Michael Haneke (Amour), Benh Zeitlin (Beasts of the Southern Wild/Düşler Diyarı) ve Ang Lee (Life of Pi/Pi’nin Yaşamı) aldı.
Cloud Atlas ve The Dark Knight Rises’ın sıfır adaylıkları hayranların canını sıkacağa benziyor. Skyfall ve Hobbit: An Unexpected Journey ise teknik dallarda aday olmayı başardı.
***
The Oscar Academy Award nominees, which I’ve been extremely excited and making my prediction list for a week, has finally announced! Lincoln with 12, Life of Pi with 11 nominees got on the top. They’re followed by Silver Linings Playbook with 8 nominees.
There had been surprises, of course. Some of them were positive, but some were not… Amour wasn’t predicted to be nominated to 5 categories by many critic writers. Besides, directors such as Kathyrn Bigelow (Zero Dark Thirty), Ben Affleck (Argo) and Quentin Tarantino (Django Unchained) has replaced by Michael Haneke (Beasts of the Southern Wild) and Ang Lee (Life of Pi).
Cloud Atlas and The Dark Knight Rises dissapointed their fans, but on the other hand Skyfall and Hobbit: An Unexpected Journey achieved to get nominated to the “technique” categories.
İşte 2013 Oscar Akademi Ödülleri’nin Adayları/Here Are The Nominees of Oscars ’13:
En İyi Film/Best Motion Picture:
*Amour/Love
*Argo
*Beasts of the Southern Wild/Düşler Diyarı
Beasts of the Southern Wild
*Django Unchained/Zincirsiz
*Les Misérables/Sefiller
*Life of Pi/Pi’nin Yaşamı
*Lincoln
*Silver Linings Playbook/Umut Işığım
*Zero Dark Thirty
En İyi Yönetmen/Best Director:
*Michael Haneke (Amour)
*Steven Spielberg (Lincoln)
*Ang Lee (Life of Pi)
(soldan sağa/left to right) Suraj Sharma, Ang Lee
*David O’Russel (Silver Linings Playbook)
*Benh Zeitlin (Beasts of the Southern Wild)
En İyi Kadın Oyuncu/Best Performance by an Actress in a Leading Role:
*Jessica Chastain (Zero Dark Thirty)
*Jennifer Lawrence (Silver Linings Playbook)
*Emmanuelle Riva (Amour)
*Quvenzhané Wallis (Beasts of the Southern Wild)
*Naomi Watts (The Impossible/Kıyamet Günü)
"Kıyamet Günü" filminden Naomi Watts/Naomi Watts in "The Impossible"
En İyi Erkek Oyuncu/Best Performance by an Actor in a Leading Role:
*Hugh Jackman (Les Misérables)
*Joaquin Phoenix (The Master)
*Bradley Cooper (Silver Linings Playbook)
*Daniel Day-Lewis (Lincoln)
Huzurlarınızda "Abraham Lincoln!"/Meet the new "Lincoln!"
*Denzel Washington (Flight/Uçuş)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu/Best Performance by an Actress in a Supporting Role:
*Amy Adams (The Master)
*Anne Hathaway (Les Misérables)
Anne Hathaway, Fantine rolünde./Anne Hathaway as Fantine.
*Sally Field (Lincoln)
*Jacki Weaver (Silver Linings Playbook)
*Helen Hunt (The Sessions)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu/Best Performance by an Actor in a Supporting Role:
*Alan Arkin (Argo)
*Philip Seymour Hoffman (The Master)
*Robert De Niro (Silver Linings Playbook)
Jacki Weaver & Robert DeNiro/Silver Linings Playbook
*Christoph Waltz (Django Unchained)
*Tommy Lee Jones (Lincoln)
En İyi Özgün Senaryo/Best Original Screenplay:
*Amour (Michael Haneke)
*Moonrise Kingdom (Roman Coppola, Wes Anderson)
*Django Unchained (Quentin Tarantino)
Djangooo!
*Flight(John Gatins)
*Zero Dark Thirty (Mark Boal)
En İyi Uyarlama Senaryo/Best Adapted Screenplay:
*Argo (Chris Terrio)
Argo'dan bir sahne/A still from Argo
*Beasts of the Southern Wild (Benh Zeitlin, Lucy Alibar)
*Life of Pi (David Magee)
*Silver Linings Playbook (David O’Russel)
*Lincoln (Tony Kushner)
En İyi Animasyon/Best Animated Feature:
*Brave/Cesur
*Frankenweenie
Frankenweenie
*Paranorman
*Wreck-It Ralph/Oyunbozan Ralph
*The Pirates! In An Adventure with Scientists
Yabancı Dilde En İyi Film/Best Foreign Language Film of the Year:
*Amour (Austria/Avusturya)
*A Royal Affair/Yasak Aşk (Danimarka/Denmark)
A Royal Affair/Yasak Aşk
*Rebelle/War Witch (Canada/Kanada)
*No (Chile/Şili)
*Kon-Tiki (Norway/Norveç)
En İyi Müzik/Best Original Score:
*Life of Pi (Mychael Danna)
*Anna Karenina (Dario Marianelli)
*Lincoln (John Williams)
*Skyfall (Thomas Newman)
*Argo (Alexandre Desplat)
En İyi Şarkı/Best Original Song:
*”Skyfall” (Skyfall/Adele, Paul Epworth)
*”Pi’s Lullaby” (Life of Pi/Mychael Danna, Bombay Jayshree)
*”Suddenly” (Les Misérables/Alain Boublil, Claude-Michel Schönberg, Herbert Kretzmer)
*”Before My Time” (Chasing Ice/J. Ralph)
*”Everybody Needs A Best Friend” (Ted/Walter Murphy, Seth MacFarlane)
En İyi Makyaj/Best Make-Up and Hairstyling:
*Hobbit: An Unexpected Journey
*Hitchcock
*Les Misérables
En İyi Kostüm Tasarımı/Best Costume:
*Anna Karenina
Anna ile Vronsky'nin efsanevi yasak aşkı.../The legendary scandalous affair of Anna and Vronsky...
*Mirror Mirror/Pamuk Prenses’in Maceraları
*Snow White and the Huntsman/Pamuk Prenses ve Avcı
Su Yilmaz adında bir sinema ve kitap delisiyim. 16 yaşındayım. Antalya'da yaşıyorum ve Özel Antalya Fen Lisesi'nde okuyorum. Amerika'da NYFA'de kamerayla tanıştıktan sonra bunun bırakılmayacak bir tutku olduğunu düşünmeye başladım. Bu yüzden yazıyorum.../
I'm a book and film maniac called Su Yilmaz who's 16. Live in Antalya, educate in Antalya College-Science. When my hands first touched the camera in NYFA, I thought that this is an addictive passion. So, I write now...